İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu davası Türkiye’nin gündeminde.
Seçim döneminde Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan Ekrem İmamoğlu, 2 yıl 5 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Karar açıklandıktan sonra CHP tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı.
Olaya tepkiler ve eleştiriler peş peşe geldi.
“Sonuç cezası yanlış hesaplandı”
Moderatörlüğünü Esra Elönü’nün yaptığı Araf’ta Sorular programına katılan AK Parti MKYK Üyesi Avukat Mücahit Bahisle ilgili ilk görüş ve eleştirilerne aktardı.
Birincisi, cezayı artırma yönündeki argümanları doğru bulmadığını belirtti.
Kararda usuli 4 unsurun eksik olduğunu vurgulayan İlker, önce 2 yıl 5 ay 15 olarak belirlenen cezanın hatalı hesaplandığını söyledi.
Mücahit İlk konuşmasına şu sözlerle devam etti;
“Ceza verme noktasında herkesin farklı yöntemleri olabilir. Öte yandan indirim noktasında biraz takdir kullanılabilir. Bir avukat olarak savcının neden temyize gittiğini anlıyorum. Ekrem İmamoğlu’nun eski sözcüsüne cevap vermişsiniz. sanki savcı cezayı yeterli bulmamış cezayı artıracaklarmış ya yapmışlar ya da yokmuş gibi.
“Sayın Savcı bunu görmüş olmalı ki temyiz yetkisini kullandı”
Kararda kanaatimce gördüğüm 4 usuli eksiklik var. Sayın Savcı temyiz yetkisini kullandığı için bunu görmüş olacaktır. Temyizden yüzde yüz geri dönme konusunda bir şey söylemem. Öne sürdüklerime dikkat ederim. Bence en bariz olanı, savcının temyiz ettiği cezada bir hesap hatası gibi görünüyor. Ortaya çıkan ceza, hesaplanan son cezadır.
“Ceza 1 yıl 19 ay 15 gün olmalı”
Bence 1 yıl 19 ay 15 gün olmalı. Ortada 5 gün var, 5 gün daha var yani ceza takdire şayan. Bence bu hesap bu şekilde yapılmalıydı. Sayın savcı bunu görmüş olmalı, çünkü cezayı temyiz etti. Cezayı artırma noktasında bir olay yok. Bence biz hukukçular işin hukuki tarafını tartışıyoruz ama hukuki tarafı onlar için değerli değil.
“Kararı eleştirebiliriz ama o kararı veren değerli yargıçları suçlayamayız”
Büyük olasılıkla avukatları, bunun temyizden ve Yargıtay’dan döneceğini söyledi. Bu kararın büyük olasılıkla Yargıtay tarafından temyize götürüleceğini ve bozulacağını söylediler. Şimdi burada dikkat edilmesi gereken nokta şu: Kararı eleştirebiliriz ama karar bizi bağlar. Kararı eleştirebiliriz ama o kararı veren pahalı yargıçları suçlayamayız, o kararı veren kıymetli yargıçları aşağılayamayız. Hukuki yolu tanımıyoruz, mahkemeye baskın yapacağız diyemeyiz. Kararı eleştirirsek üst mahkemelere taşıyacağız.
Bana böyle bir şeyle gelsen muhtemelen ‘Kırılacak paniğe gerek yok hadi üst mahkemeye gidelim’ derdim ama ‘Mutlu ol sarılalım’ demezdim. …”
